Terapiler
Sigara ve Bağımlılıklardan Kurtulmak
Alerji Terapisi
Obezite Terapisi
Ağrı ve Migren
Depresyon
Çölyak
Gıda İntöleransı
Kandida
Fizyolojik ve Psikolojik Blokajları Giderme
Yorgunluk - Tükenmişlik
Psikolojik Rahatsızlıklar
Bach Çiçekleri
Detoks
Elektomanyetik Kirlilik
Fobiler
Öğrenci Koçluğu
Konsantrasyon ve Dikkat Toplama Terapileri
Hiperaktivite Terapisi
Meridyenler ve Çakralar
Kinezyoloji, Psiko-Kinezyoloji
Çocuklarda İdrar Kaçırma
Matrix Inform
İğnesiz Akupunktur
Bağışıklık Sistemini Baskılayan Faktörler
Hastalıkların Psikolojik Nedenleri

OBEZİTE TERAPİSİ

BIOSAFE (Biorezonans;Trikombin, TCM, Rife, Clark ve Neoquitt terapileri) ile kilo almanızda etkili olan gıdaların manyetik bilgisi vücuttan temizlenir.
Çok fazla yemeye neden olan duygusal açlık sonlandırılır.
Sağ ve sol beyin enerji dengesi sağlanır.
Depresif, tembel ruh hali değişir kişide sakin bir ruh hali ile daha enerjik olur.
Çakralar, merdiyenler, akupunktur noktalarındaki enerji akışı dengelenir.
Yaşam enerjiisi artar.
Protein, karbonhidrat, yağ metabolizması dengelenir.

Detoks etkisi ile asitik beslenmenin dezavantajları ortadan kalkar.
BIOSAFE (Biorezonans;Trikombin, TCM, Rife, Clark ve Neoquitt terapileri) Terapileri kilolu olmanın fiziksel ve duygusal nedenlerine etki ederek kalıcı kilo vermeyi sağlar.

Biosafe terapileri ile iştah azaltılır, hamur işleri, tatlılar, makarna, pilav gibi bağımlılık yapan yiyecek ve içeceklere karşı bağımlılık giderilir. Kişinin yedikleri büyük bir çaba sarfetmeden otomatik olarak azalır. Terapinin başka bir etkisi ise metabolizmanın hızlanması ve kilo verme hızının artmasıdır. Bu terapilerın sonrasında şeker düşmeleri vs yaşanmaz çünkü terapi enerjetik denge sağlamaktadır. Tüm bağımlı olunan gıdalar için aynı terapi uygulanabilir. Seanslar sonrasında terapi ile ilgisiz görünen migren ataklarında, varsa menopoz şikayetlerinde, uyku problemlerinde, sabah yorgunluklarında azalmalar görülebilir.

Seanslar sonrasında, amacımıza ulaştıktan sonra, kişinin 3 ay içerisinde kullanabileceği destek seans hakkı bulunmaktadır. Kişiyi zorlayacak bır durum yaşandığında veya yeme isteği arttığında bu destek seansı ile ruhsal dengeleme ve iştah kesme uygulanır.

GENEL BİLGİLER:
1.İdeal kiloda olmak istiyorsanız yemek yemeniz gerek.
2.Vücudunuzu (nasıl çalıştığını) anlamanız gereklidir.
3.Doğru besinleri tüketmelisiniz.
4.İdeal kiloda olmak istiyorsanız su tüketmelisiniz.
5.İdeal kiloda olmak istiyorsanız hareket etmeniz gerekir.
6.Birlikte ideal kiloya ulaşmak daha kolaydır.



1.İdeal kiloda olmak istiyorsanız yemek yemeniz gerek:
Vücut kendini korumak için,besin eksikliğine maruz kaldığı zaman metabolizmasını yavaşlatır ve enerji yakımını düşürür.
Aşırı ve uzun süren açlık hissi oluşmamalı!Aç kalırsanız hedefinizin tam tersine ulaşmış olursunuz.

Özellikle bayanlarda çok sık rastlanır:

Sürekli perhizde olan hanımlar,git gide günlük temel kalori ihtiyaçlarını 600 kcal ye kadar indirirler (normal kcal ihtiyacı 1800kcal/gün) ve 600 kcal miktarını aştıkları anda kilo alırlar.Bu durumda ideal kiloya ulaşmak çok zordur. Metabolizma yanlış programlanmıştır!
Metabolizma kıtlık dönemi için programlanmıştır.Perhiz çoktan terk edilmiştir,beslenme normaldir,kişi beslenme hatası yapmasa bile,kilo almaya başlar.Bu durumda sürekli yapılan diyetler sayesinde metabolizmanın yavaşlaması söz konusu ve Trikombin Metodu ile metabolizma hızlandırılmalı.

2.Vücudunuzu (nasıl çalıştığını) anlamanız gereklidir.
Açlık (tokluk) merkezi hipotalamus bezindedir.Hipotalamus,kan yoluyla örneğin şeker seviyesi hakkında bilgi alır.Bir çok hormon salgılayarak açlık/tokluk dengesini sağlar ve koordine eder.Şişman olan kişilerde bu koordinasyon bozuktur.Zira çoğu insanlar sadece aç oldukları zaman yemek yemezler.Zaman uygun olduğu için,canımız sıkıldığı için vs. yemek yeme alışkanlığı edindiysek,vücudun verdiği sinyallere (açlık ve tokluğa) kulak vermez oluruz.
Mide dolu --> Cholecystokinin hormonu hipotalamusa ulaşır ve "yemek yemeyi kes emri" verir.
Aynı zamanda yemek yedikten sonra,yağ dokusu Leptin hormonunu üretir.Leptin kan yoluyla hipotalamusa ulaşır ve "yeterince enerji var" sinyali verir.
Şişman kişilerde,Leptin ve Cholesistokinin hormonu o kadar çok sayıda salgılanır ki, hipotalamus artık bu hormonların fazlalığından ötürü,duyarsız hale gelir.

Normal yetişkinlerde 20 milyar yağ hücresi vardır.Eski bilgilere göre yağ hücrelerinin miktarı çocukluk çağında oluşur ve sayısı sabittir.Bu bilginin yanlış olduğu anlaşılmıştır.Yağ hücre miktarı yetişkinlerde bile sayısal artabilir.Fakat esas şişmanlama etkeni bir yağ hücresinin hacminin toplu iğne başı büyüklüğünden golf topu büyüklüğüne kadar büyüme kaydetmesidir. (1000 kat-bin kat)

Yağ tüketimi kesilmeli mi ? Veya bağırsakta yağ emilimini engelleyen ilaçlar mı kullanılmalı?
Hayır,zira vücudun yağa ihtiyacı vardır.Ve özellikle yağ bazında çözülen vitaminlere vücudun ihtiyacı vardır.

Ancak yağ seçimini doğru yapmanız gerekir.Vücuda zararlı olan ve hemen yağ olarak depolanan yağlar,hayvansal yağlardır.Bunların tüketimi mutlaka azaltılmalıdır.Lütfen yağ oranı düşük et,salam,peynir vs. tüketiniz.

Fazla kilolardan kurtulmaya yardımcı olan yağlarda vardır.Bunlar "aktif" yağlardır.Yağ asitlerini yapıları icabı,vücut bu yağları çabuk kullanır.Bu yağlar özellikle bitkisel yağlarda,balıkta ve fındık-fıstıkta bulunur.Vücut bu yağları hormon üretiminde,hücre onarımında vs. kullanıyor ve bundan ötürü de bunlara ihtiyacı vardır.

İnsulin seviyesini dengeleyen,leptin salgılamasını düzenleyen yağ asitleri aynı zamanda özellikle basen ve karın bölgesinde yağ erimesinde de yardımcı olurlar.Balık,fındık,fıstık içinde bulunan Omega-3 Yağ asidi yağ hücrelerinin oluşumunda rol oynayan enzimleri bloke eder. Özellikle zeytin yağı hücre zarlarının insuline duyarlılığını artırır.İnsulin bu durumda şekerin kanda fazla oyalanmadan,hücre içine ulaşmasını sağlar ve şeker damar sisteminde fazla dolaşarak yağ yakımını engellemez.

3.Doğru besinleri tüketmelisiniz.
İnsanların çoğu besinlerin kalori miktarları konusunda bilgisizdirler.Ancak gözle görülen,yağlı ve/veya şekerli besinlerin kalori miktarlarının yüksek olduğunu bilirler ve bu besinleri tüketmekten uzak durarak,doğru beslendiklerini zannederler. Oysa seçilen besinlerin sadece kilo vermek için değil,genel olarak doğru beslenmek içinde önemi vardır.


Besinler 5 ana gruba ayrılır:
3.1.Proteinler
3.2.Karbonhidratlar
3.3.Yağlar
3.4.Vitaminler,Mineraller
3.5.Baharatlar ve Diğerleri

Proteinler,karbonhidratlar ve yağlar için kalori hesaplaması:
1g Karbonhidrat=6 kcal
1g Protein=6 kcal
Buna karşılık:
1g Yağ=9 kcal

SONUÇ
Miktarı aynı olan (1g) maddelerin kalorileri (Besinlerin,dokular içinde yanarak vücudun sıcaklık ve enerjisini sağlama değerleri kalori ile ölçülür.) farklıdır.Karbonhidratlar ve proteinler eş enerji sağlama değere sahip iken,yağlar daha fazla enerji değerine sahiptir = Daha az tüketilmelidir.

3.1.Proteinler

Proteinler,21 değişik amino asidin birbirlerine peptid bağları ile bağlanmasıyla meydana gelir. Proteinler deri,tırnak,kaş,saç,kan,bazı enzim ve hormonlara kadar birçok doku ve organların büyümesinde yer alırlar.Hayat için gereklidirler.İnsanlar ve hayvanlar bitkilerden veya diğer hayvanlardan aldıkları hazır proteinleri sindirerek kendi proteinlerini yaparlar. Amino asitler proteinleri oluşturmak üzere o kadar farklı şekillerde bir araya gelirler ki,bunların sayılması mümkün değildir.Doğadaki canlıların bu kadar çok türden olması ve aynı cinsten olanların bile birbirinin aynısının olmamasındaki sır belki bu nedenlerdir. Proteinler,hem hayvansal hem bitkisel dokuda bulunurlar.İnsan vücudu amino asitlerin bir kısmını sentezleyebilir.Sentezlenmeyen kısım yenen gıdalardan hazır alınır.Vücut tarafından sentezlenmeyen amino asitlere temel (esansiyel) amino asitler denir.Temel amino asitleri yeterli miktarda içeren proteinlere "biyolojik değeri yüksek proteinler " denir.İhtiva ettikleri esansiyel amino asitlerin cins ve miktarları bakımından hayvansal proteinler,bitkisel proteinlerden daha üstün kabul edilir.Yumurta proteininin kalitesi,en iyisidir ve biyolojik değeri 100 olarak kabul edilir.

Proteinlerin Sınıflandırılması:
1.Basit Proteinler
1.1.Albüminler
1.2.Globülinler
1.3.Gliadinler
1.4.Gluteinler
1.5.Protaminler
1.6.Histonlar
1.7.Skleroproteinler

2.Bileşik Proteinler
2.1.Fosfoproteinler
2.2.Nükleoproteinler
2.3.Lipoproteinler
2.4.Glikoproteinler
2.5.Kromoproteinler



3.2.Karbonhidratlar

Bitkisel kaynaklı gıdaların temel maddesini teşkil ederler.Yeşil bitkilerde fotosentez olayı sonunda meydana gelirler.Organizmada ya enerji kaynağı olarak veya yapısal bileşen olarak bulunurlar.İnsan ve hayvanlar için kandaki glikoz,hazır bir enerji kaynağıdır.Ayrıca nükleik asitler ve vitaminlerin bünyesinde de yer alırlar.Tüketilen enerjinin yüzde 55 ile yüzde 70'i karbonhidratlardan elde edilir.Bu nedenle karbonhidratlar bize gün içinde gereken enerji miktarımızın önemli bir bölümünü sağlarlar.Gereğinden fazla alınan karbonhidratlar, vücudumuzda yağa dönüştürülür ve o şekilde depolanır.

Yoğun bir karbonhidrat kaynağı olan şekerin ve çok tatlı yiyeceklerin fazlaca alınması diş çürümesine,damar sertliğine ve şişmanlığa yol açar.Bu nedenle tatlı gıdaları fazla miktarda yemekten kaçınmalıdır.Bir günde alınan karbonhidrat miktarı ortalama olarak 300-350gr.'dır. Fazla karbonhidrat alımı şişmanlığa yol açabileceği gibi şeker gibi rafine karbonhidratlar yorgunluk yapabilir.Karbonhidratları mümkün olduğunca kompleks karbonhidratlar dediğimiz tam tahıllar ve sebzelerden karşılamak gerekir.

Glisemik İndeks
Beslenme uzmanları karbonhidratları "Glisemik İndeks"lerine göre değerlendirirler.

Yüksek Glisemik İndeksliler
(Kötü Karbonhidratlar)

Düşük Glisemik İndeksliler
(İyi Karbonhidratlar)

Gıdaların kan şekerini yükseltme hızına Glisemik İndeks denir.Eşit miktarda karbonhidrat içerseler de yiyeceklerin kan şekerini artırıcı etkileri birbirinden farklıdır.Bunun nedeni yiyeceklerdeki karbonhidratların sindirim sisteminden farklı hızda geçmesi ve emilmesidir. Farklı gıdalar yemek sonrasında kanın glikoz içeriğinin artışı üzerine değişik etkilere sahiptirler.

Gıdalar glisemik indeks değerlerine göre şeker yükseltici etkisi yüksek,orta ve düşük olarak sınıflandırılır.Glisemik indeksi düşük olan yiyecekler,kan şekerinin daha yavaş yükselmesine sebep olacağından daima tercih edilmelidir.Posalı yiyeceklerin glisemik indeksi düşüktür. Bunlar kuru fasulye,nohut,mercimek,bulgur,kepekli ekmek,elma,armut,kepekli makarna,portakal ve yoğurt gibi besinlerdir.

Glisemik indeksi yüksek olan besinler aynı zamanda erken yaşlanmaya da sebep olurlar.Bunlar beyaz unlu gıdalar,beyaz ekmek,pirinç,patates,şeker,katı gıdalar,havuç,muz,kavun ve üzümdür.Kuru üzüm,kuru kayısı gibi kurutulmuş gıdaların da glisemik indeksi yüksektir.

Glisemik indeks hesaplamasında gıdaların mideden boşalma hızı ve sindirilebilirlik düzeyleri göz önüne alınır.Yavaş boşalan besin kan şekerini daha yavaş yükseltir.Besinlerin protein içeriği de glisemik indeks hesaplamasında göz önünde tutulur.

Örneğin: Proteince güçlü soyanın glisemik indeksi düşük,proteince fakir pirincin ise yüksektir.

Örneğin: Mısır için %50 olan bu oran,mısır gevreğinde %80'e ulaşır.

Glisemik indeksli diyet programlarında yiyecekler karbonhidrat içeriğine göre numaralandırılır.Numarası yüksek olan yiyecekler mideyi hızlı terk eder.Gıdalardaki glikoz, früktoz,sakkaroz bağırsaklarda parçalanır.Bu nedenle bağırsaklarda kana şeker akımı çok büyük miktarlarda ve hızlı gerçekleşir ve açlık hissi gelişir,yeniden yemek yeme ihtiyacı hissedilir.Vücut kanda aşırı ve ani yükselen şekeri atabilmek için pankreastan aşırı miktarda insülin salgılar.İnsülin hormonu şekeri düşürmesinin yanında bir de kan yağlarından olan trigliseridin yükselmesine ve damarları koruyan iyi huylu kolesterolün (HDL-Kolestrol) azalmasına neden olur.





3.3.Yağlar
Yağlar kimyasal olarak yağ asitlerinin gliserinle yapmış olduğu gliseridlerdir.Suda çözünmezler,eter,benzen,kloroform ve sıcak alkol vs. gibi çözücülerde çözülürler.

Karbonhidratlar gibi yağlar da vücudun enerji ihtiyacını karşılayan besin maddeleridir.1 g yağ 9 kcal enerji içermektedir.Karbonhidrat ve proteinlerden daha fazla enerji verirler.%76 karbon,%12 oksijen ve %12 hidrojen içerirler.Yağlar midenin boşalmasını geciktirir,tokluk hissi yaratır,vücutta deri altı,karın zarı ve kas lifleri arasında ve böbrekler ile yumurtalıklar çevresinde depolanır.60 kilo olan birinde,yaklaşık 9kg. kadar yağ deposu vardır.Şişmanlık yağ depolarının artması sonucunda ortaya çıkar.Bu nedenle şişmanlıktan uzak durmak ya da ideal kiloya ulaşmak için yağlı besinlerin azaltılması ve yağ yakımının hızlandırılması gerekir.Vücudumuz günlük enerji ihtiyacını öncelikle karbonhidratlardan karşıladığı için yağ yakımı normal şartlar altında hızlı değildir.Bu nedenle ideal kiloya ulaşma rejiminde yağlı besinlerin miktarlarını azaltmanın yanı sıra egzersiz yapmanın da önemi büyüktür.

Yağların özellikleri doğrudan doğruya meydana geldiği yağ asitlerinin özelliklerine bağlıdır.Yağ deyince akla ilk olarak doymuş ve doymamış yağlar gelir.Doymamış yağlar ile tüketimi gayet sağlıklı olan sıvı bitkisel yağlar(oil) yani ayçiçeği,soya fasulyesi ve mısırözü yağı kastedilir.Kısa zincirli doymamış yağ asitleri içerirler.Doymuş ve uzun zincirli yağ asitleri içeren yağlar katı yağlardır(fat).Doymuş yağlar fazla tüketildiklerinde birçok hastalığa zemin hazırlayabilen,katı hayvansal yağlar,yani tereyağı ve iç yağı belirtilmektedir.Sağlıklı bir erişkin günde yaklaşık 60 gr. kadar yağ tüketimi yapmalıdır.

Doyamamış yağ asitleri hidrojenlendirilirse,doymuş yağ asitleri oluşturulur.Sanayide bu yöntemle sıvı yağlardan margarin türü katı yağlar üretilmektedir.Yağlarla ilgili bir diğer özellik ise bitkisel yağlar kolesterol içermezler;buna karşılık hayvansal yağlar kolesterol içerirler.Reklamlarda izlediğimiz ayçiçeği yağına,kolesterolsüz denmesi bu özelliğinden ileri gelmektedir.

Yenen yağların koku ve tadı içindeki trigliserid olmayan maddelerden ileri gelir.Örneğin; zeytinyağının rengini karotenoidler ve klorofil verir.İnek tereyağının rengini ise karoten verir. Bu yüzden yeşil otu az yiyen ineklerin tereyağları açık renkli olur.

Yağlar ışık ve oksijen bulunan ortamlarda acılaşırlar.

Yağlar sadece enerji kaynağı değil yağda eriyen (A,D,E,K) vitaminlerin taşıyıcısıdırlar.Yağ asitlerinden lineloik asit ve araşidonik asit insan vücudunda sentezlenmediğinden mutlak dışarıdan alınması gereklidir.Diyet uygulamalarında yağlara da ter verilmesi gereklidir.



Sağlıklı ve ideal kiloya ulaşmaya yardımcı olan yağlar:
Doğru yağ sizi ideal kilonuza ulaştırır:Zeytin yağı,fındık ve fıstık yağı,balık yağı doğru seçimlerdir.

İdeal kiloya ulaşmanın yanı sıra:
Enerji sarfiyetini yükseltir.
Yağ yakımını ve kullanımını yükseltir.
Yağ oluşumunu önler.
Tokluk hormonu Leptin'i dengeler.
İnsulin seviyesini düşürür.
Diabeti ve hücre duvarının insulin duyarsızlığının oluşmasını önler.

4.İdeal kiloda olmak istiyorsanız bol su tüketmelisiniz.
Günlük su tüketimi azalırsa vücutta depolanan yağ miktarı artar.Sonuçta böbrekler fonksiyonlarını tam yerine getiremediği için yağları enerjiye çeviren karaciğer, böbreklerin işini üstlenince yağlar bedende depolanır.Yaktığınız her 1000 kcal. için 1lt su içiniz.Su kaybı yaptığınız egzersizlerin niteliğine ve iklim şartlarına bağlı olarak artabilir.

Su tüketimi ile ideal kiloya ulaşma hızı arasında doğru orantı bulunmaktadır.Sağlıklı bir şekilde ideal kiloya ulaşma da günde mutlaka 2.5 lt su tüketilmelidir.Ayrıca su tüketimi ile bağırsak hareketleri ve toksik maddelerin vücuttan uzaklaştırılması artmaktadır.

ÖNEMLİ:Günlük su tüketimi 2.5 lt altına düşmemeli!


5.İdeal kiloda olmak istiyorsanız hareket etmeniz gerekir.
Egzersiz yapan kişinin yağ dokusu daha çabuk kaybolur.Kas kitlesi artar,kilo kaybı az olabilir fakat sağlıklı bir şekilde ideal kiloya ulaşma sağlanır.Haftada 3-4 günlük çalışmalarda önemli değişiklikler meydana gelir.Normal beslenen,diyet yapmayan bir insan bile egzersizle fazla kilolarından kurtulabilir.Hem diyet hem de egzersiz yapan insanın kilo kaybı daha fazla ve vücudunun şekli daha güzel olur.

Başlangıç egzersizleri düşük ya da orta yoğunlukta olmalı.

Egzersizin süresi ve ağırlığı herkesin yaşına,daha önce spor yapıp yapmamasına, kalp-solunum sistemine herhangi bir sorunu olup olmadığına göre değişir.Egzersizin tipi,sıklığı,aktivitenin hızı,şiddeti,süresi ve tekrar sayısı önemlidir.Başlangıçta egzersizler düşük veya orta yoğunlukta olmalı ve adaptasyonun sağlanması için yavaş veya orta hızda ilerleme sağlanmalıdır.

Egzersizler sistematik uygulandığında metabolizma hızı artar.İskelet kası, yiyeceklerle alınıp vücutta karbonhidrat ve lipit halinde depolanan maddelerin kimyasal enerjisini yakıt olarak kullanan bir makina şeklinde düşünülebilir.Egzersiz başlangıcında vücut ağırlığında önemli bir azalma olmaz.Çünkü yağ dokusu azalırken başta kas kütlesi olmak üzere yağsız vücut kitlesi artar.

Egzersiz programı 3 ayı geçince yağsız vücut kitlesi azalır ve vücut ağırlığında azalma vücut yağındaki gerçek değişmeyi yansıtmasa başlar.

--> Hareket edin! En basitinden başlayın.Asansör kullanmayın.Her gün 15 dakika yürüyüş yapın.Git gide hareket süresini artırın.Kısa mesafelerde arabanızı kullanmayın.


6.Birlikte ideal kiloya ulaşmak daha kolaydır.
Eşiniz,arkadaşınız...çevrenizde ideal kiloda olmak isteyen kim var ?
Motivasyonu karşılıklı destek sayesinde yüksek tutmak kadar etkili bir metod yoktur.

Hareket,beslenme planları,ölçüm protokollerinizin birlikte göz geçirilmesi ve tabiiki ufacık bir yarışta da (bakalım kim daha başarılı olacak?) ideal kiloya ulaşma hedefinize ulaşmanızda yardımcı olacaktır.



Beden Kitle Endeksine Göre (Body Mass İndex): Obezite nasıl ölçülür ?
Obezite için en yaygın kullanılan ölçüm,Beden Kitle İndeksi yada İngilizce adıyla "Body Mass Index" (BMI) ve bel çevresi ölçümüdür.
BMI değeri ve anlamı
BMI,vücut ağırlığının(kg),boyun karesine(metrekare) bölünmesi ile hesaplanır.Bu değer yaş ve cinsiyetten bağımsızdır.Bununla beraber, BMI kullanımı,çocuklarda,hamile kadınlarda ve çok adaleli kişilerde doğru sonuç vermez,bu nedenle kullanılmamalıdır.

BMI hesaplamasında iki örnek:
Ayşe Hanım'ın ağırlığı 70kg,boyu ise 1.60 m'dir.

Buna göre Ayşe Hanım'ın BMI değeri:
*** 70/(1.60)=70/1.60x1.60=70/2.56=27.34kg/m*dir.
Hasan Bey'in ağırlığı da 90 kg,boyu ise 1.70 m'dir.

Buna göre Hasan Bey'in BMI değeri:
***90/(1.70)=90/1.70x1.70=90/2.89=31.1kg/m*dir.
Sağlık otoriteleri,BMI değerlerini,normal kilolu,fazla kilolu ve obez şeklinde gruplara ayırmışlardır.



olarak tanımlanmaktadır. Bu sıralamaya göre,Ayşe Hanım fazla kilolu,Hasan Bey ise obezdir.

Bel çevresi ölçümü ve anlamı
Vücuttaki toplam yağ miktarı önemli olmakla beraber,yağın nerede biriktiğini bilmek daha önemlidir.Karın çevresinde yağ birikimi,kalça ve vücudun diğer bölgelerinde yağ birikiminden daha fazla sağlık risklerine neden olur.Bu risk için basit fakat doğru bir yöntem bel çevresi ölçümüdür.Bununla birlikte,bel çevresi ile ilişkili hastalık riskinin,farklı toplumlarda değişkenlik gösterdiği unutulmamalıdır.

Bel çevresi ile ilişkili Metabolik hastalıklar için sağlık riski


Önemli Not: Yağ metabolizmasını hızlandırıcı besinler var.Bu besinlerin çoğu belli aminoasit (protein parçacıkları) içerir ve yağ yakımında önemli rol oynayan hormonların (seratonin,büyüme hormonu vs.) sentezlenmesinde mutlaka mevcut olmaları gerekir. Bu besinleri düzenli tüketirseniz,vücudunuza yağ yakımında yardımcı olursunuz.

ÖRNEKLER: STH (somatotroph hormon) hipofizde gece uyurken oluşur.Arginin ve Lizin ismindeki aminoasitlerden üretilir.Kasların gelişmesine,yağın yakılmasını ve cildin gerginliğini sağlar.Lizin ve Arginin en çok yumurta,tavuk eti,süt ürünleri, yulaf ezmesi ve deniz ürünlerinde mevcuttur.

Seratonin mutluluk hormonu olarak bilinir.Eksikliği yorgunluk,depresyon,uyku bozukluğu ve iştahın çoğalmasına yol açar.Beyinde sentezlenir ve L-Tryptophan ismindeki aminoasitten oluşur.L-Tryptophan en çok tavuk eti,sığır eti,baklagiller,süt ve süt ürünlerinde mevcuttur.

Uygulamalara başlayabilirsiniz:
1.Haftada 1 kez kendinizi ölçün veya terapiye gelince doktorunuz sizi ölçsün. (Kilo?Yağ?Su?Bel çevresi?)
2.İlk hafta için (doktorunuz bazen daha uzun bir süre için gerekli görebilir) beslenme protokolü hazırlayın. (gün boyunca ney tüketiyorsanız saati ile not edin)
3.Her gün 2.5-3 lt su için.
4.Glisemik endeksi düşük olan besinlerden sınırsız,glisemik endeksi yüksek olan besinlerden çok az tüketin.
5.Şayet gün boyunca bir beslenme programına uymak size daha kolay geliyorsa, doktorunuzdan isteyin.
6.Aç kalmayın.
7.Sürekli evde tartılmayın.
8.Doktor kontrolüne ve terapilere muntazam gelin,çiplerinizi 24 saat taşımaya gayret gösterin.
9.Her gün 15-30 dakika hızlı ve seri adımlarla yürüyün. (koşmayın)
10.Kendinizi zayıf ve sağlıklı olarak hayal edin ve azminizden ötürü kendinizle gurur duyun.
11.Haftada 1 öğün istediğinizi yiyin ve bundan ötürü suçluluk duymayın. (hamur işi ve baklava türünden tatlı hariç)
12.İshal,kabızlık ve şişkinlik besin entoleransının işaretleri olabilir.Şayet bu gibi şikayetler var ise,doktorunuza danışın.Doktorunuz basit bir testle bu soruya cevap bulacaktır.Kalıcı kilo kontrolünde gıda entoleranslarını gidermek şarttır.Bu konuda da Trikombin Metodunun uygun programları vardır.Yoksa terapi bittikten sonra yine kilo alırsınız.
13.Ayda 4 kilodan az kilo kaybı var ise (yağ olarak),nedenlerini detaylı testlerle açığa kavuşturmak gerekir.
14.Çoğu kilolu insanlar,açlık-tokluk hissine dikkat etmezler.Öğünlerinizi yavaş yiyin, tokluk hissinde yemek yemeyi derhal kesin.
15.Porsiyonları küçültün.Böylece tabağınızda yemek artmaz ve yemek israfından ötürü,suçluluk hissi oluşmaz.
16.Ara öğün ve ana öğün arasında 1.5-2 saat -yemek yemeden- zamanın geçmesini sağlayın.
17.Bitki ve yeşil çayı her gün bolca tüketin.

KAYNAKLAR:
1.Prof. Dr. Metin Özata,Şekerli Yaşam. 2005,Epsilon Yayınevi
2.Prof. Dr. Metin Özata,Doğru Beslen Formda Kal. 2004,Epsilon Yayınevi
3.www.zayiflama.org
4.www.tiroit.org
5.www.hormonlar.org
6.Prof. Dr. Ziya Mocan.Obezite ve Nedenleri,Obezite Türkiye,2005
7.Dr. Kağan Kocatepe,PKO ve Obezite,2005
8.Taylan Kümeli,Hayatın Sağlıklı Yanı-Beslenme Bilinci,Doğan Kitap,2006
9.Selahattin Dönmez,Yeni Bir Hayat,'O' Kitaplar,2007
10.Selahattin Dönmez,Diet,'O' Kitaplar,2003
11.Dr. Akif Poroy,Kadın Sağlığı,Detay Yayıncılık,2007
12.Kongre-Seminer Dokümanları 'Abnehmen mit der Biorezonanz Methode',Regumed,0085,2007
13.Johnson et al Am J Clin Nutr 86:899-906,2007


Randevu için arayınız : 0501 0 695 095
BIOSAFE
SAĞLIK & DANIŞMANLIK


Adres:
Doğan Demircioğlu Cad. No:22
Kardeş Apt. K:1 (Eski Havuzlu Köşk karşısı)
Çamlık / DENİZLİ

Telefon :
0501 0 695 095

E - Posta :
[email protected]